“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

Hedef İnsanı Var Eder

İnsanı tüm mevcudiyeti ile adandığı ve adına yaşadığı bir hedef, bir dava doldurur ve var eder. Ömürlük büyük bir hedefi olmayan insanın içi boşlukta kurtulamaz. Ne yapsak yine de tam tatmin olamayışımızın nedeni hedefsizliğimiz, amaçsızlığımızdır.


Biz hedef diye, hedefe amaçlı diye; insan yüreğini derinliklerinden beri bütünlüğü ile dolduran bir değerden bahsediyoruz.


Gerçek hedef tutmuş kişinin o hedefinden daha önemli dünya, ahiret bir şeyi olmaz. O, hedefine ulaşmaktan başka bir şey düşünmez. Tüm imkanlarını hedefine ulaşmak için seferber eder ve diğer tüm gerekler, istekler, değerler o hedefe göre bi anlam ifade eder ve hedefe uygunlukları, hedef yolunda işe yaradıkları ölçüde değer ifade ederler. (iş, eş, arkadaş, toplum vs) Bunlar bizi hedefimizden alıkoyuyorsa hiçbir değerleri olmaz. Bizim bütün ilişkilerimiz, ilişkide olacağımız insanlar ve uğraşacağımız işler bizi hedefimize yöneltmelidir. En azından hedefimiz yolunda bize engel olmamalıdır.


Hedef, insanı var eder, var olan da etkilerden ve boşluklardan kurtulur.


Ancak bizim dediğimiz hedef; aklımızı, bilincimizi, bilinçaltımızı, tüm kalbimizi dolduran bir değerdir. Ondan daha değerli ve yüce bir olum düşünülemez.


Bu yücelik ise; insanlık şerefidir. İnsan kişiliğinin, insan izzeti nefsinin, haysiyetinin insanın tüm kalbini dolduran bir değer yerine gelmesi ile gerçekleşir.


Hedef; insanın var olmasını, kişiliğinin şahsiyetlenmesini sağlayan bir hayattır. Hedefi olan hayat bulur. Hedefi olan boşluktan kurtulur ve yaşayışı bir anlam kazanır.


Ciddi ve gerçek hedefi olmayan ise her şeyi el ucu ile tutar, onun doyumlu bir hayatı olmaz.


Bütün mesele; “Ben insanı şerifim, kalbimi insanlığım ile dolduracağım, içimde insan olacak insan” diyerek kendisine ömürlük bir çizgi çizen insanın, her gün biraz daha hedefinin değerini görebilmesi ve ehemmiyeti ile kalbini doldurabilmesidir.


Hedefin ve hedefe ermenin değerini ne kadar takdir eder ve önemsersek hedefimizi o kadar ciddiye alırız. Ciddiyetimiz ne kadar sağlam olursa, o derece iddiamız uyanır. İddiamız ne kadar güçlü ve sürekli olursa, zekamız akıl etkenlerini o kadar hedefimize yönlendirir. Bu duruma geldik mi kafamız çok çalışır, çok enerjik ve dirençli olur. Hedefimize doğru ilerledikçe kendimize olan inancımız daha kuvvetlenir. Hedef yolunda ilerledikçe, sevincimiz ve güvencimiz artar. Kendimize olan güvenden zekamız daha çok güç kazanır, anlayışımız açılır, cesaretimiz artar, başarılar çoğalır. Başarılarımızı gördükçe övünçle ve iftiharla dolarız. Bu takdirler bizi dah a çok hedefe koşturur ve böylece ulvi bir hedef adına yaşamanın gururunu duyarız.


Hedefin değerini artırdıkça, hedef bizi doldurur. Hedefin değeri yürekleri doldurdukça da hedef yolunda azimlenmek artar ve hedefe ulaşmak için her türlü gayret ve fedakarlık çoğalır.


Hedefli insanın bir tek arzusu kalır, o da bir an önce hedefine varmak.


Hayatında, o tek ömürlük hedefinden daha önemli hiç bir şey kalmaz.


Hedefli o bahtiyar insan için hedefi (içinin insan olması, insanlık onurunun tüm kainattan değerli olması) her şeyden, hatta hayatından bile önemlidir.


İşte ancak böylesi insanların ömürleri mana ve hayatları bir anlam kazanır ve ancak onlar tatminkar, dolu yaşarlar.


Bu yolda en önemli ilke, insanın tuttuğu ciddi hedefinin değerini her geçen gün daha derin idrak edebilmesidir.


İdrakın derinliği, hedefin önem derecesini daha da artırır. Ona göre iddia, ona göre gayret, ona göre azim uyanır ve hedefe ulaşmak hız kazanır.


Ancak cidden hedefli insanlar varlık ifade eder, doygun yaşarlar.


Kendimize ömürlük bir hedef seçelim ve o hedefe ulaşmayı hayatımızın davası edinelim.


O zaman, bütün yönlerimiz düzene girer ve rayına oturur.


Dava olmuş ciddi hedef, mıknatıs gibidir. Diğer tüm ilişkileri kendi çekim alanında düzene koyar.


ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D