TESPİTLİ YAŞAMAK, SAADET KAYNAĞIDIR

Var olmak ancak ve ancak inançların kesinliğe ulaşması ve kişide hâl hâline gelmesi ile mümkündür, diyor eğitimimiz. Biz de artık yaşadığımız dünyada bir varlık ifade etmek ve yaratılış gayemize uygun, insanca bir ürün ortaya koymamız gerektiğine inanıyoruz. Bu inancımızın da gereği olarak kişilik ve şahsiyet okuluna kayıt olduk ve derslerimizi takip ederek başarmaya odaklandık. Ancak önümüze kendi oluşturduğumuz zan dünyalarında, aşmamız gereken büyük engeller çıktığını görüyoruz. Bu engelleri aşmamızı sağlayacak lütuflardan belki de en büyüğü “tespitli yaşamak.”

Geçen gün televizyonda izlediğim bir haber bu konuda ufkumu açtı. İstanbul’da bir yerde yol güzergâhı değişmiş ve daha önce çift yönlü olan yol, tek yöne dönüştürülmüş, girişe de bu yola girmek yasaktır diye büyük bir tabela konmuş. Araçların girişini engellemek için oraya bir de kapan konmuş. Ancak kimse bu tabelayı fark etmiyor. Bir günde yaklaşık iki yüz araç burada kapana girmiş ve dört lastiğini de patlatmış.

Demek ki, kafamızın içinden çıkıp gözümüzün önündeki hayatı bilinçli yaşamak, bizi birçok kayıptan kurtarıyor. Bu da bizim anımızı yaşamamızı ve anda alacağımız birçok lezzeti fark edip değerlendirmemizi sağlıyor. Bizi insan yapan en büyük değer belki de an’da gerekliyi görüp, bunu davranışa dönüştürebilmek. Çünkü an’da yapacağımızı yapmaktan birçok kazanç ve zihin sadeliği elde ediyoruz. Burada da tespitli yaşamak kendini gösteriyor. Çünkü bizler tespitli yaşamayı, hayatımızı kolaylaştırmak için tercih ediyoruz. Tespitli yaşamak bizi her an ayık yaşatıyor ve büyük tehlikelere karşı daha ortaya çıkmadan tedbir almamızı sağlıyor.

Tespitli yaşamak, hayatımıza o kadar çok etki etmiş ki, her ne tarafa dönersek dönelim, tespitli yaşamanın verdiği otomatikleşmiş yaşantının bizleri rahat ettirdiği anlaşılıyor. Küçüklükten beri alışkanlık haline getirdiğimiz birçok bilgi ve inanç tespitli yaşayış sayesinde ıslah ediliyor, ferahlık ve sadelik içinde yaşayabiliyoruz. İşi oluruna bırakmak ve an’da gerekliyi görebilmekle, daha rahat yaşama imkânı buluyoruz. Huzur da kendiliğinden geleceği için bizler de daha fazla zahmet çekmekten de kurtuluyoruz.

Peki, tespitli yaşamak nasıl olur?

Aslında tespitli yaşamanın kilit yeri kafa yapımız. Kafa yapımızın sağlıklı olarak çalışması bu sorunu kökten çözecek tek merkez. Ancak kafa yapımız gün içerisinde o kadar çok gereksiz ve lüzumsuz şeylerle doluyor ki, lüzumlularla uğraşmak artık onun işine gelmiyor. O da neticede bir mahlûk. Ve neticede aklımız gözünün önündeki hayatla uğraşıp zahmet çekmek yerine, yaşantıyı otomatiğe alıyor. Şimdilerde otomobillerde uygulanmaya başlayan otomatik pilota bağlıyor. Böylece de bir noktada kendini korumaya almış oluyor.

Bu sorunun çözümü aslında kafa yapımıza kalıcı bir hedef gösterip, o hedefi her gün kafamızda büyütme gayretinde olmakta kilitleniyor. Yani bir bahçıvanın bahçesiyle ilgilenmesi gibi büyütmek istediğimiz değerin, her gün gerekli bakımını yapıp, ihtiyacını gidermek bizim başlıca ödevimiz. Eğitimcimizde yapmış olduğu eğitimlerle, bizlerin bu ihtiyaçlarını kalıcı olarak gidermeye çalışıyor. Çünkü hayat boşluk kabul etmiyor. Nerede bir boşluk varsa oraya şeytan yerleşiyor ve bize yaptırmak isteği şeyi gönüllü bir şekilde yaptırıyor. O yüzden diyorlar ki asla şeytana açık kapı bırakmayın. Yoksa şeytanın oyuncağı olursunuz ve bunun farkına bile varmazsınız.

Artık anladık ki, zihin sadeliği ve aklın lüzumuna çalışması ancak güven okulunun derslerini ciddiyetle takip etmeyle ulaşılabilecek lezzetler. Bu dünyada müminlere verilen en büyük lütuf, bu ince detayda gizli. Ne buyuyor Yüce Kitabımız; “Allah (cc) müminlere kendi içlerinden, onlara Allah’ın ayetlerini okuyan, kitabı ve kitabın içindeki hikmetleri öğreten ve onları temizleyen bir elçi göndermekle onlara çok büyük bir lütufta bulunmuştur.” (Ali İmran 3/164)

Geriye sadece bu lütfun kıymetini bilmek ve bunun şükrünü eda etmek kalıyor. Bunun da yolu ve altın anahtarı yine takdir ve yeniden takdir. Gözümüzün önündekileri takdir edebilen, muktedirlerden olabilmek temennisiyle.