“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

HER ŞEYBİR SÖZLE BAŞLADI

 

 

 

 

Daha çok küçüktüm. Kime rastlasam, en küçük bir yanlışta, “Allah (c.c.) yakar, başına taş yağdırır, seni sevmez, cehenneme mi gitmek istiyorsun, seni affetmeyecek…” derdi. Sanki çok uzaklardan Ali kıran baş kesen, gelecekte beni cezalandıracakmış gibi bildik Allah’ı (c.c.). Daha O’nu sevmenin ne olduğunu bile bilmeden, sevmeye fırsat bulamadan korkmuştuk Ondan.

 

Tanımadığını bile seversin ama meziyetleri ile seversin. O gövde de gözükmediği için meziyetleri ile de sevemezsin. O zaman ancak Peygamberini (sav) sevebilirsin. Gövdesini seversin, gider kucaklarsın. Kendisini severim dersen, Onun huyları ile huylanır, halleri ile hallenirsin. Kucaklayacak Peygamber (sav) olmadığına göre, Onun Varisini seversin, yoksa Allah’ı (c.c.) sevemezsin. Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuşlardır ki: “Beni seven Allah’ı (c.c.) sever”. Şimdi biz, Peygamberin (sav) varisini sevdiğimiz zaman Allah’ı (c.c.) sevmiş oluyoruz. Doğal olarak, varise güvendiğimiz zaman Allah’a (c.c.) güvenmiş oluyoruz. Tabiidir ki Efendimiz’in (sav) varisini sevmek Onun huyları ile huylanmak, halleri ile hallenmek demektir.

 

Bu yolda Onun (sav) sözlerine büyük önem verip uygu göstererek geliştikçe, Ona güven meydana geliyor ve uygu nispetinde o güven artıyor. Güven arttıkça sevgimizde artıyor. Diğer bir ifade ile Ondaki eşsiz meziyetler bizde de var olmaya başladıkça, o meziyetleri bizde yaşamaya başladıkça Ona olan sevgimiz ve güvenimiz artıyor. Bu aynı zamanda öze güven oluyor. Çünkü sen artık vicdanının sesini, yani hem de doğrudan Allah’tan (c.c.) gelen emirleri duyarak ona uyduğun için, varis insana benzemeye başlıyorsun. Aynı zamanda Allah’a (c.c.) uyduğumuzun, Ona güvendiğimizin ifadesi oluyor.

 

Bir arkadaşımız sormuştu, bir arıza ile uğraşırken, “sen bu kadar çeşitli arızaları nasıl tamir ediyorsun, nasıl oluyor da anlamadığın iş yok?”. Ben yapıyorum diye yola çıktığın zaman tecrüben kadarını tamir edersin, ‘’ben yapıyorum ama bana Allah (c.c.) yaptırıyor, gerisinden anlamam ‘’ dersen, gerçekten de çok zaman arızayı bile anlamadan tamir etmiş olduğunu görürsün. Allah’ın (c.c.) yaptırdığına olan inancın ne kadar kesin ise, o kadar kesin sonuç alıyorsun. Çünkü kesin karar, güven demektir. Güven güç demektir.

 

Diğer bir ifade ile de Allah’a (c.c.) güven kesin kararda gizlidir. Hangi konuda olursa olsun kararının kesinliği kadar başarılı oluyorsun. Kararının titrekliği kadar başarısız kalıyorsun. Binlerce büyüğümüzün başarı hikâyelerine baktığımızda hep kesin kararı görüyoruz. Abdulkadir Duru hazretleri buyuruyor ki: “Kesin karara ve tekleşmiş düşünceye Allah’ın (c.c.) yardımı mutlaktır”. İş Allah’ın (c.c.) ama bana yaptırıyor düşüncesi ile yola çıktığımız zaman, bu inanç ne kadar kesin ise, o kesinlik kadar Allah’a (c.c.) güvenmiş, aynı zamanda kendimize yani özümüze güvenmiş oluyoruz.

 

Güven dolu bir hayata…

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D