“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

Aile Toplantılarımızdan Paylaşımlar

 

ÖDEVİMİZ :    “Unutma Şerefli Sahip İnsansın!”

 

ÖDEVİMİZ:      Günlük yaşantımızda herkesin kendine aldığı mini hedefleri ve tespitleri

 

Her zamanki gibi sohbet başlangıcımızı Efendimize Salâvatla yaptık.

 

Ebru Hanım;

 

Ben şu anda nefes alıyorsam, ALLAH bana bu fırsatı verip insanlık tahtına oturttuysa şu an ne yapmam lazım diye düşündüm. Ve düşündüğümde gücümü hissettim. Bunu unutmadığım zaman sıkıntıda değilim. Unutmadan yaşamaktı benim bu haftaki uygulamam.

Yaptığım her neyse, en güzel şekilde yapmayı düşündüm. Ve gücünü hissettim. Geçmiş geçmiştir, geleceği de bilmiyorum deyip şu an benim için ne önemli diye düşünüp harekete geçtim ve her şey çok güzeldi. Sahiplik, tüm gereklileri yapmakmış. Yaptığım her gereklide kendime güvenim arttı.

 

Özlem Hanım;

 

Günlük hayatta eğitimi yaşamak; geçmişe dönerek ya da geleceğe bakarak değil bu günümü, anımı yaşamakla oluyormuş. “Unutma Şerefli sahip İnsansın”  ilkesi bize pek çok sahiplikler yaptırıyor. Önce içinde yaşadığımız güne sahip olmakla başlarsak, düzene giren günlük hayatımızdan elde ettiğimiz güçle diğer sahipliklere geçebiliriz.

 

Aldığımız bir kararı, veya  eğitim ilkelerimizi, yapa yapa, üzerinde dura dura hakimiyetini kuracağız. Ufak diye geçmeyelim. Yavaş yavaş, azar azar ama devamlı olarak yaptığımız her şeyde sahiplik bizim elimize geçiyor. Bu hafta acayip şükrüm arttı. Günlük hayattan ayağımızı kaldırmayan eğitim bize muazzam güçler, sahiplikler yaşatıyor. 

 

Öteye beriye gidip onunla bununla değil, gün içerisinde kendi eğitiminle uğraş. Dün bitti. Yarının ne olacağını bilmiyorum. İlk önce yaşadığım şu günümü, her anını insanca yaşayayım. Unutmayacaksam da bana bu güzellikleri, bu sahiplikleri yaşatanı unutmayayım, diyorum. 

 

Emine Hanım;

 

Aklıma gelen her neyse ertelememeye çalıştım. Namaz vakitlerimi geçirmedim. Abdestli olup vaktinde yapınca işlerimi erkenden bitti. Peygamberimizin “erteleyen ziyandadır” sözü gereğince, ertelemeden gerekleri yaptığımda sahiplik benim oldu. Kararımdaki sahipliğim de beni müthiş doldurdu. 

 

Neslihan Hanım;

 

Ödevim sürekli aklıma geldi ve benim için çok doyurucu bir haftaydı. Lezzetini aldım elhamdülillah. Kararlarımın sahipliğiyle tatmin oldum…

 

Ziyade Hanım;

 

Benimde ödevim sürekli aklımdaydı. Sabah ütü yapmamayı düşünüyordum, ama baktım ki zihnimi yoracak hemen yapıp zihnimi rahatlattım. Gövdem değil zihnim önemliydi benim için… Evimizde ailece eğitimi yaşamamız gerekiyor. Herkes kendi gereklisini yapınca her şey kolaylaşıyor ve bir de bakıyorsun ki  imkansız yok, her şeye yetebilecek duruma geliyorsun…

 

Emel Hanım;

 

Sahipliğimizi artırmaya çalışıyoruz. Gördüm ki; günlük yaşantıma sahip olmadan hiçbir şeye sahip olamıyorsun. Ertelediğim her şey bana yük oluyormuş. Komşu ve arkadaş ilişkilerimdeki ihmalimin beni çizgimden çıkardığını fark ettim ve dikkat etmeye başladım.

 

Ayşe Hanım; 

 

Gördüm ki; sahiplik anı değerlendirmekmiş. Bir olay karşısında hemen çözüm üretebilmekmiş. O anı değerlendirip sahipliğimi yapınca Allah o çözümü sana çıkarıyor. Geçmiş bitmiştir, geleceği de bilmiyoruz.

 

Şu an ne yapabiliriz diye düşünüp çözüm arayınca çok büyük ferahlık oluyor insanda. Kafa çalıştırmakmış en güzeli. Ah! Vah! ları bırakıp, “şu anda ne yapmalıyım? Ustam benden böyle bir durumda ne yapmamı ister? Düşünceleri  sorun odaklı değil çözüm odaklı bir dünyaya götürüyor bizi. Tabi böylelikle “niye başıma geldi, neden böyle oldu?” gibi sızlanmaları da bırakıp, teslimiyet içerisinde kul olarak vazifeni yapmak imana götürecektir bizi muhakkak.

 

 

Güler Hanım;

 

İnsan kararlarına sahip olunca yaşantısı değişiyor. Zihne sahip olmak büyük güvenmiş. Ve işte o zaman anında oluyorsun. Şükrüm artıyor. Tek bir iş yaparken bile of derken, sahiplik işin içinde olunca şimdi zevkle yapıyorsun. Önemli olan of demeden yapmakmış. Gövdeyi unutunca daha rahat ettim, oflamalar da yerini zevke bıraktı…

 

Uyguladığımız Seher vaktinde uyanık olmaködevimiz de çok güzeldi. Bazen yatmayı düşünürken; kalk sahiplini yap deyip nefsimi durdurdum. Düzenime ihtiyaca göre yön verdim. Uyanmak her türlü güzelmiş. Sabah erken uyanınca da her işini yetiştirmeyi bırak günün bile yetmediğini gördüm.  

 

“Bugün kendim için ne yapabilirim?” diye düşünüp gayrette olunca dolu geçiyor günüm. Gelişi güzel olmuyor, sıradanlık olmuyor. Eşimle karşılıklı birbirimizi harekete geçiriyoruz. Sahipliğimin farkında olursam şükrüm de gelişiyor. 

En büyük sahiplik de “Dosta Sahip” olmakmış….

 

 

Mihrace Hanım;

 

Dilime sahip olmaya çalıştım. Yazı yazıp  kendime geliyorum. Zihnimi bunlarla meşgul edince dışarıya kaymıyor. Ve daha sade oluyor. Yazmak beni daha diri tutuyor. Yorulsam bile kendimi bırakmadan devam ediyorum. Zihnimi günlük oluşabilecek olaylarla karartmadan sahipliğimi yapmaya çalışıyorum. Ve ödevlerimi hemen yapıyorum.

 

Hatun Hanım;

 

İnsan önce mahluksal arzularına sahip olunca insanlığına ulaşıyor. Bu istekler önemsizmiş; önemli olan imkansız gibi gözükenleri  kendine sunup sahipliğimizi yapmakmış. On gündür misafirimiz olmasına rağmen dışarıdan bir şey almadan evimdekilerle misafirimi ağırlamam kendime olan güvenimi artırdı.

 

Akla olumsuz bir şey gelince hemen frenleyip azaltmamız gerekiyor. Bir şey düşünürken kararsız olunca vakit harcıyoruz. Önemli olan hemen başlamaktır. Neler geçiyor aklımızdan neler ama benim bunu olumluya çevirmem lazım. Ne gelirse hemen yapınca daha da güzel oluyor. Başkası yok, yalnızsın, kendinle baş başasın. Orda sahipliğini yaşarsan güzel; yaşamazsan boşsun… Mahluksal arzularımızdan kurtulmamız lazım ve gündelik işlerimize de ehemmiyet verirsek sorun olmaz diye düşünüyorum.

 

Sevinç Teyze;

 

Özden fikriyle tanışmış olmanın bir ayrıcalık olduğunu gördüm. Şükrederek yaşıyorum. Uygularsak güzel oluyor. Allah’ın emri olan yasaklara uyduğumuzda, dostumuzu unutmadığımızda her şey güzel oluyor ve hata yapmıyoruz. Ailedeki hepimizin de fikirde olması büyük nimetmiş. Bizimde kızmalarımız vardı şükür hallettik. Kesin karar alınca Rabbim yardımcımız oluyor.

 

 

Ve sıra genç kızlarımıza geldi. Onlarda haftalarını nasıl değerlendirdiklerini anlatacaklar.

 

Duygu Kızımız;

 

Şükürlü geçti haftam. Arkadaşlarımın varlığına şükrettim. Başkaları ile sohbet arkadaşlarımı kıyaslayınca  daha da bir şükrüm arttı. Aramızda bir olay olsa bile; bu olayı birbirimizle değil dost ile halledince aramızdaki sevgi de bozulmadan çözüm bulunuyor.

 

Olumsuz bir düşünce gelecekken aklıma “onların eğitimleri mi, ustalarımı var. Bilseler yaparlar mıydı?” deyip hemen o düşüncemi olumlulaştırmaya çalışıyorum. 

 

Habibe Kızımız;

 

Bende dikkat ettim. Evde çay doldururken sürekli döküyordum. Ben tezgahı temizleyince baktım dökmüyorum.Demek ki ben temizlediğim için çayı daha dikkatli doldurduğumu fark ettim.

Annem temizleyince o kadar da dikkat etmiyormuşum. Ve artık kim temizlerse temizlesin ben yaptığım işi en güzel şekilde yapacağım dedim. Bir de ütü yaparken kendi eşyalarımı ayırmadan diğer ütüleri de yapmaya çalıştım. 

 

İnci Kızımız;

 

Zihnimi rahatlattığım bir başarım oldu. Karanlıktan ürküyordum. Düşüncemde ben bu korkuya yer etmişim. Baktım ki; düşüncemle korkuyorum beni bu düşünce yönlendiriyor ve hep kuşku ile bakıyorum. Dedim ki hemen bu korku beni himayesi altına alamaz, bunu yenmem lazım.   Işığı açtım ve bir de açmadan denedim. Baktım ki, hiçbir şey yok. Korkacakta bir şey yok deyip üzerine gittikçe hallolduğunu gördüm.

 

 Eda Kızımız;

 

Hayatımızdaki güzelliklerdi benim ödevim. Baktık ki hayatımızda çok güzellikler varmış, çirkin hiçbir şey yokmuş… Kalp kırılırsa ne yapabilirim düşüncesi belirdi. Ne olursa olsun ben ne yapabilirim diye düşündüm. Ve şükürlü geçti. 

 

 

Nimet Kızımız;

 

Güzel ve imtihanlı bir haftaydı. İş yerinde o gün mutfak sorumlusuydum. Ne yaparsam yapayım en güzel şekilde yapacağım kararıyla başladım. Çaydanlıklar ve mutfaktaki ortamı en güzel şekilde çamaşır suyuyla temizledim. Çok hoşuma gitti, kendime güvenim geldi. Sonra ordakilerin  “Of! Her yer ozon kokuyor demesi” baktım  beni etkiledi. Ve gördüm ki dışarıdaki insanların sözleriyle hemen etkilenip sönüyorum. “Hayır, etkilenmeyeceğim” dedim kendi kendime. Benim yaptığım işin takdiri beni doldurmalı.  Ve hemen hallettim orayı sonra da tuvaleti  temizledim. Etki altında kalmadım çok şükür. ..  

 

Sordum kendime “neden bu kadar mutlu oldun? Diye. Tamam, temizlik yapmak güzeldi ama beni esas mutlu eden başta aldığım kararı sonuçlandırmam oldu. 

Esas insanın içini dolduran yaptığı işin şekli, büyüklüğü, küçüklüğü değil, başta aldığı kararı en iyi şekilde sonuçlandırmak, kendi takdiriyle yaşayan olmakmış.

 

Ayşenur Kızımız;

 

Haftamda tespit ettiğim şey, ne söylersem söyleyeyim üslubuma dikkat edip insanları etkilememem gerektiğiydi. Sözümüz doğru ama üslubumla da karşımdaki insanı rahat ettirmem gerekiyor. “Ben böyleyim,  nasıl anlarsa anlasın beni ilgilendirmez” gibi düşünceler incelik olmuyormuş.

 

Oysaki karşımdaki insanın zihnide bana emanet. Onu da düşünüp zihnini karıştırmamam lazım. Karşımdaki insanı rahat ettirmekte  sahipliği yapmakmış. Kendi rahatlığımızı tercih ettiğimiz gibi karşı tarafın rahatlığı benim için daha önemliymiş. Bunu gördüm.

 

 

İpek Kızımız; 

 

Okulda sevilmeyen, havalı bir arkadaşım vardı ve dışlanıyordu. Biz oynarken o da oynamak istedi. Kimse onunla oynamak istemedi. Ama ben oynamasını istedim. Sonra düşündüğümde, sırf öğretmenimin takdir etmesi için onunla oynamak istediğimi fark kettim. Daha sonra hemen toparladım kendimi ve onunla oyun oynayıp bu düşüncemi değiştirdim.

 

O kendini övmeden ben onu takdir etmeye başladım. Hediyeleştik ve bana kendisini dışlamadığım için teşekkür etti. 

Beğendirmeye çalıştığı zaman dışlanıyordu ama ben bunun farkında olduğum için etkilenmeden ben onu takdir ettim. Diğer arkadaşların kendini beğendirmeye çalışıyor deyince önceden “evet evet” deyip onaylıyordum. Ama şimdi ben böyle gölge gibi olmamalıyım dedim. İnsan gibi davranıp kendim olmalıyım dedim. Onları uyardım ve yön verdim. Ben yapmayınca onlar da yapmadılar. 

 

Tüm arkadaşlar büyük bir gayretle uygulamalarını paylaştılar. Yetişmek isteyen insanın herkesten bir şeyler almaması mümkün değil. Ben kendime çok şeyler aldım. Hemen uygulamaya geçeceğim inşallah. 

 

Haftaya görüşmek üzere…

 

“Unutma şerefli sahip insansın…..”

 Grup yazıcısı: Arzu Alanlı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D