“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

Aile Sohbetlerimizden Notlar

 

Yaşayanlara İmrenmiyor Bizde Yaşamaya Çalışıyoruz

 

Bu haftada Arslan ailesindeyiz. Çok büyük heyecanla ve samimiyetle karşıladılar bizi. Annakkaya ailesinin de katılımıyla mevcudumuz giderek artıyor ama kimsenin gönlü daralmıyor.

 

Zira hepimizin evi de 40 dervişi ağırlayacak  donanıma sahip. Ev sahipleri kapılarını sonuna kadar açıp, misafirlerini gönül hoşluğu ile ağırlamakta.
Küçük delikanlılar, Mert ağabeyleriyle içeride haftalarını değerlendirirken ödevlerini de alıyorlar.

 


1. Yemeklerden sonra dua okunacak.
2. Sabah ve akşam dişler fırçalanacak.
3. Tuvalet ve temizlik adabına uyulacak.
4. Abdestsiz gezilmeyip, namazlara yavaş yavaş başlanacak.

 


Bu dört tane ilkeyi kendilerine ödev kabul edip, önce 1 haftadan başlayarak sonra bir ömre yayacaklar. Ne şanslılar. Şimdiden insanlık ve Müslümanlığın gerekleriyle dolmaya çalışıyorlar.Beylerde 2 haftadır kutlu doğum münasebetiyle Peygamberimizi meşk ediyorlar.

 

Onun yaşayışına kendi yaşantımızı benzetme telaşındalar. Bir yandan neşeli bir şekilde çayların arkası kesilmezken, bir yandan da tarifi edilmez muhabbetin hazzıyla zevkler yaşanıyor.

 

Büyük salonu biz alıyoruz. Çünkü her kuşaktan karma bir grubumuz var. Anne, babaanne – torun, abla-kardeş, 2 yaşından başlayıp 70 yaşına kadar aile üyelerimiz mevcut. Her yaş grubu nasıl aynı ahenkle bir arada durabiliyorsunuz? Diye soranlara da tek bir cevap veriyoruz.

 

Bizim tek bir derdimiz var. Yaradılış gayesine uygun insanca yaşayıp yaşatmak. İçinde bulunduğumuz günü, dinimizin gereklerine uygun kılmak. Hayatımızın yönü ve hedefi belli olunca ihtiyaçlarda aynı oluyor tabi.

 

Bu haftaki örnek sahabemiz Ebu Zer el Gıfari. Konuşmak isteyen arkadaşlar haftalarının nasıl geçtiğini bizimle paylaşırken, Ebu Zer’de imrendiği, etkilendiği bir yönünü nasıl kendi hayatında uyguladıklarını  da anlattılar.


EMİNE kardeşimiz söze şöyle girdi:

 

”Benim Ebu Zer’de hoşuma giden yönü, etkisizliği olmuştu. Hiçbir kınayıcının kınamasından etkilenmiyor. Hep bununla meşgulken, bir telefon görüşmesinde tabi olarak bunu yaşamış oldum.

 

En yakınlarıma söylenen olumsuz sözleri hiç etkilenmeden güzele çevirdim. Onların güzel taraflarını gösterdim. Bundan karşı tarafta çok etkilendi tabiî ki. Zira önceden bizde ona iştirak edebiliyorduk.

 

Sonra ev sahibimiz KUDRET Hanım hemen atıldı.

 

“Bizde bu hafta, eşim Hz. Ebu Zer’i, bende Musab b. Umeyr’i  yaşama fırsatı yakaladık. Yakın akrabalarımızın düğünü vardı. Ben usulünce konuşmuş, kendimce bazı kararlar aldığımı, İslami çizgiye uygun olmayan hiçbir ortamda bulunmayacağımı, açıklamıştım.

 

 Hemde hiç etkilenmeden, eşimle hediyesini gönderip kararıma sahip çıktım. Tabii eşim gidince ona çok yüklenmişler.

“Senin hanımın yaptığı akrabalığa sığıyor mu? Yakında uçacak, kaçacak” gibi bir sürü olumsuzları sıralayınca, önceden sessiz kalırken şimdi doğruları çok güzel savunmuş eşim. Tıpkı Ebu Zer gibi hakkı ve doğruyu gerektiği yerde çekinmeden savunmuş.
Bende Musa’b b. Umyer’in kararlı duruşundan çok etkilenmiştim.

 

Özellikle en hassas noktası Annesi, İslamı onun karşısında büyük bir vakarla savunması çok etkileyiciydi. Derken Annemle bir telefon görüşmesi yapıyorum. Bana telefonda epey sitem ederek “elalem ne der, nasıl düğüne  gelmessin?” deyince hemen kararım aklıma gelerek;

 


“Canım anam elalemin rızası mı, yoksa Peygamberimin rızası mı önemli? İslami ölçülere uymayan karışık salon düğünlerine katılmıyorum artık. İsteyen küsebilir. Yeter ki Peygamberim küsmesin. Ben onun ölçülerine göre yaşama kararı almışım. Kimseye bakar mıyım?”dedim. Arkadaşımızın kararlı duruşu bizimde hoşumuza gitti ve onu tebrik ettik.

 


Şimdide ARZU kardeşimizi dinliyoruz. Oda uygulamalarını şöyle anlatıyor.

 

“Sahabenin Peygamberimize verdiği sözlerde hayatının sonuna kadar sadık duruşu beni çok etkiledi. Kendi kendime sordum. Ben ne kadar sözlerimde duruyorum. Aldığım kararların ne kadar uygulayıcısıyım? Diye. Sonra şu sonucu çıkardım: Her konuda her şeyden sürekli kararlar alıp, sözler vererek arkasını getiremedikten sonra, az ama sürekli yapacak, arkasında durabileceğin kararlar al dedim.”

 

Öyle güzel bir atmosfer var ki, bir yandan 2 ile 4 yaş arası 3 tane küçük çocuğumuz tatlı tatlı ortada oynarken bir yandan da akıcı bir sohbet oluyor.

 

Bu hafta aile toplantımıza katılan EBRU hanım da tespitlerini şöyle sunuyor:

 


“Bende hayatımda yeter artık, böyle olmasını istemiyorum , değişmek zorundayım, iç dünyamıda bir düzene koymam lazım diyerek kararlar aldım. Başkalarıyla zihnimin içinde uğraşmak, olumsuza takılmak beni rahatsız ediyordu. Gerçekten hedeflenmem gerektiğini anladım.

 

Ve şimdiye kadar yaşamadığım iç dünya güzelliklerini kararlarım neticesinde son 1 ayda yaşadım. Görüyorum ki yıllardır bu fikrin içerisindeyim, ama yeter artık deyip ciddice kararlar aldıktan sonra gerçek anlamda dirildim.”

 

Ebru kardeşimizin bu gelişmeleri hepimizi çok mutlu etti. Gönülden onu tebrik ederek başarılarının devamını diledik.

 

EDA kızımız da şunları söylüyor bize:

 

“Okuyup imrendiğimiz ashabın hayatına bir baktım, birde kendi hayatıma. Dolabımı bir açtım kıyafetler, çeşit çeşit eşarplar… Birde ashabın hayatını düşündüm. Bir fazla olsa hemen ihtiyaçlıya dağıtmışlar.

 

Kendi kendime utandım, içim yandı adeta. Şimdi kursa giderken yolumun üstündeki hiçbir mağazaya bakmıyorum artık. Rengini beğendim, modelini beğendim diye ihtiyaç fazlası hiçbir şey almayacağım.”

 

Ne güzel… İşte bizim yapmak istediğimiz de bu diyerek söze girdik. Herkes Peygamber ve Ashabının hayatını içler çekerek anlatıyor, kendi hayatına dönüp baktığında da kendinden gönlü geçiyor.

 

Oysa ki Allah (c.c) onları bize “insanlık böyle güzel yaşanır” diye insanlık numunesi olarak örnek sunmuş. Aynı güç bizde de var. Arkadaşlarımızdan hep dinledik. İstenirse neler başarılmış görüyoruz. “Bir Ashab’da ben olacağım” diye karar aldıkta neyi yapamadık ki?

 

Sırada ki sahabemiz, “Abdullah B. Ömer”. Herkes haftaya kadar hem okuyup hemde uygulayarak gelecek. Herkese bol tespitli ve uygulamalı günler dileyerek ev sahibine teşekkür edip, evlerimize doğru yola çıktık.

                                               

                                    Derleyen: Öznur Demirbaş

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D