YAŞANTIMDAN İZLENİMLERİM

Günümüzü kontrol ederek yaşadığımızda sade zihinle yaşamanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Zihnimiz, ekseriyetle insanlarla olan ilişkilerimizde karışıyor. Verdiğimiz tepkilerin bize dönük yansımaları burada çok mühim bir rol oynuyor. Onun için gayet açık ki karşı taraftan gelen tepkileri de kısmen biz belirliyoruz; ama ezberik yaşantımız tam hedeflenip kendimize dönemeyişimiz bu sorunu daha da büyütüyor. Benliğimiz ise en büyük perde. Burada da gücümüzün yetip yetmediğine göre tavır alıyoruz. Yerine göre evde hanıma, çocuklara veya yakın ilişkide bizi kabul edenlere karşı sert ve üst perdeden tavırlı; ama iş yerinde amire karşı gayet nazik ve kibar olabiliyoruz. Bu konu ile ilgili kendime örnek olacak müspet bir olay yaşadım.

Derste öğrencilerimi sınav yapıyorum. Daha önce okuldan atılmış, sonradan tekrardan bir şekilde okula dönmüş öğrencilerden biri, tam sınavı başlatacağım esnada kalemi olmadığını söyledi. Ben de ona sınıftan isteyip tedarik etmesini söyledim. Sınıftan istedi. Sınıfta kimsede fazla kalem yoktu, bulamadı. Bir an iç dünyamda sinirlendim, tam tepki verecekken kararım aklıma geldi.  Öğrencime dönerek yumuşak bir şekilde çözüm odaklı, “Git, başka sınıflardan iste bakalım, bulursun.” dedim. Gitti, başka sınıflardan kalemi aradı, buldu ve sınavı sevgimiz bozulmadan, zihnimiz karışmadan, sorunsuz şekilde başlatıp sonlandırdık.

Evde, akrabalar arasında, iş yerinde, hastanede, markette bu tür beklentimiz doğrultusunda veya olması gerektiği dışında olaylarla karşılaşabiliyoruz. Karşı tarafın anlayışsızlığı veya ciddiyetsizliği vs. gibi menfi tutumlarla her an muhatap olma ihtimalimiz yüksek. Fakat haklılığımız hiçbir şey ifade etmiyor. İşte burada bizim vereceğimiz müspet, çözüm odaklı tepkiler esasında karşı için değil bizim kendi zihin sadeliğimiz için kritik önemde. Onun için insanlarla olan ilişkilerimizde vereceğimiz tepkilerin, anlayış dairesinde ve çözüm odaklı olması için güçlenelim ve kendimizle mücadele edelim.

Neşeli Anlar.

Bekir Sami ULUCAN

( Kırıkkale )