“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

AKIL VERMEYELİM, KARIŞMAYALIM, DİNLEYELİM, ANLAYALIM

4. Hafta

24-30 Eylül 2021

 

Konu: AKIL VERMEYELİM, KARIŞMAYALIM, DİNLEYELİM, ANLAYALIM

 

Bu ayki eğitim çalışmamızda hayatımızın içine en masum bir şekilde yerleşmiş ancak bize sinsice zarar veren alışkanlıklarımızdan bahsetmek istedik.

 

“Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla doludur.” diye meşhur bir söz vardır. “Ama ben onun iyiliği için söylüyorum, ama ben onun yanlış yapmasını istemiyorum, ama kendi göremiyor veya düşünemiyor.” gibi iyi niyet adı altında yapılan pek çok yanlışlar, hem bize hem karşıya zarar veriyor. Onu da kendimi de cehenneme soktuktan sonra iyi niyetin ne önemi kalıyor.

 

Yanlış verdiğin akıl yuva yıkar, yanlış verdiğin akıl iş bozar. Sen de istediğin kadar benim niyetim onların iyiliğiydi de. Ne işe yarar! Kendi aklımız kendimize ne kadar yetti ki cesurca herkese de yetirmeye çalışıyoruz.

 

“Ben bilirim, benim her şeye aklım yeter, herkes de görsün.” diye lisanen elbet söylemeyiz ancak hâlimiz aynen bunu aksettirir dışarıya. Konuşulan her konuda atlayıp bir fikir beyan etmek, kendine göre yaşadıklarını veya duyduklarını söylemek, dolaylı olarak insanları yönlendirip işlerine karışmak, aşağılık kompleksinin dışa yansıma şeklidir.

 

Kişi kendisini saygı ile kabul edemediyse dışarıdan kabul görebilmek telaşıyla kendini göstermeye çalışır. Çoğu zaman bunun farkında bile olmadan beni görsünler, kabul etsinler çırpınışının içine girer.

 

Oysa ki kendi kendini saygıyla kabul etmiş insan eminlik içerisinde yaşar. Kendini gösterme telaşına düşmez. Eğer ondan tavsiye istenirse ona göre hareket eder.

 

Ben en iyisini bilirim edasıyla başkalarının işlerine karışmak ayrıca merak güdümünün yanlış çalışmasına sebeptir. ‘’Bana ne!’’ demesini bilmeyen, başkalarına karışırken kendi zihnini de karıştırdığını fark edemez bile.

Yakınlık duyduğumuz insanların hiçbir özel işine merak edip karışma hakkı bize verilmemiştir. Özellikle usta-çırak ilişkisinde bu konu çok büyük önem arz eder. Akıl aldığın bir insanın işlerine karışıp yorum yapmak ne kadar yarım akıllı olduğumuzu gösterir bize. Eğitimcinin başkalarıyla olan münasebetleri onun mahremidir, bizim sınırlarımızı aşar.

 

Neden, niçin sorularını kendi hayatımız, kendi iç dünyamız için bolca kullanırken, başkalarına özellikle de eğitimcinin özel işlerine asla kullanamayız.

 

Her fert şahsına münhasır özellikler taşır. Herkesin anlayış ve eğitimi kabul ediş tarzı, uygulama şekli farklıdır. Bu sebepten ustanın eğitimi de herkese aynı değildir. O yüzden kişiler eğer sadece kendi eğitim şekillerini merak edip başkalarına bakmadan hareket ederlerse hem ustayı yormaz, rahatlatırlar, hem de lüzumsuz meraklarla kendi işlerini zorlaştırmazlar.

 

         “Akıl verme, karışma” derken sonra “Dinle” ödeviyle biraz daha dinleyerek anlamanın önemine değindik. Muhatabımız hep karşımızdaki, ona anlatmak ona öğretmek olmamalı, önce kendimiz öğrenmek ve anlamak için dinleyelim dedik.

 

“Söz gümüşse, sükût altındır.” demiş atalarımız. Dinle, anla, sonra gerekirse anlat. İlla bir şeyler söylemek zorunda değiliz. Korkmayalım! Kimse bizi ayıplamaz. Esas dinleyenler değil, çok konuşanlar sevimsiz karşılanır.

 

“Ay! Ben yanlış anlamışım, nasıl da anlayamadım!” derken gerçekten dinlemediğimizi hiç fark etmeyiz. Çoğu zaman karşımızdaki insan “Söylemiştim ya, anlatmıştım ya!” der. Ancak dinleyen orada olmadığı için veya kafasının içinde başka şeyler düşündüğünden söyleneni kaçırır.

 

Evet, bu ayki çalışmamızla günlük hayatımızın içinde en çok yapıp da en az fark ettiğimiz konulara değinelim istedik.

 

Acaba aklımız ne kadar sağlığına ulaşmış ki başkalarına tabip olmaya kalkışıyor. Aklımız kendimize dost mu ki başkalarına dostluk edebilsin.

 

Önce o güzel aklımızı kendimize çalıştırmayı öğrenip güçlü irade sahibi olalım. Başkalarının özel işleriyle uğraşmayan zihin, hedefini bulduğu anda kendine dönüp sadece kendine çalışacaktır.

 

Kendini bilen, bulan, anlayan insan da tüm kâinatı dinler, anlar, çözümler…

 

Aklını kendine kullananlardan olabilmek gayreti ile…

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D