GÜVEN KAFESTEKİ KUŞ GİBİDİR

 İçten, candan insan olmak başka bir iş, insanlık değerlerinin sözünü etmek veya yapıyor gibi görünmek, başka bir iştir.

İnsanlar, çocukları sınıfta kalınca büyük üzüntü yaşıyorlar. Ancak çocukları yalan söylediği zaman aynı üzüntüyü duymuyorlar. Neden? Çünkü kalplerde doğruluğun, dürüstlüğün değeri yok.

“Güven; kafesteki bir kuş gibidir”. Bir insan 20 sene güvenilir olarak yaşayabilir. Ancak bir an dalgınlıkla söz verip de yerine getirmez ise o güvenilirliği sarsılır.

İnsan yıllarca yalan söylemeden yaşamış olabilir. Ancak doğruluğun, dürüstlüğün değeri bilinmezse, bir süre sonra “Yıllarca doğru dürüst olduk da ne oldu?” denilebilir. Onun için ilkemiz sadece yapmak değil, değerini bilerek, duyarak yapmak olmalıdır.

Kişi makamıyla, mülküyle övünebiliyor fakat doğruluğuyla, dürüstlüğüyle ve benzeri insanlık değerleriyle övünemiyor. Neden? Çünkü bunların değeri bilinmiyor. Değeri bilinmeyen şeyler iftihar konusu olmuyor.

Güvenin sarsıldığı yerde zihin sadeliğinden bahsedilemez. İnanılırlığını, güvenilirliğini kaybeden insan hareketli ölüdür. İnanın, güvenin olmadığı yerde sevgi ve birlik gibi değerler yaşayamaz. Güvenilir insan, toplumun huzur kaynağıdır.

Güvenebildiğin kimse var mı? Sana güvenen kimse var mı? Yok. O zaman kalabalıklar içerisinde bile yalnızsın.

“Adamın birisi Konya’ya gitmek için yola çıkmış. Uzun süre yolculuk yaptıktan sonra yolda dinlenen bir adam ile karşılaşmış. Konya’ya gitmek üzere yola çıktığını söyleyerek, ne zaman ulaşabileceğini, ne kadar yolu olduğunu sormuş. Sorduğu adam ise bu şekilde, bu istikamette gidersen bir ömür boyu Konya’ya varamazsın” demiş. Yolcu, Konya yolunda olduğunu söyleyerek neden ulaşamayacağını sormuş. Sorduğu adam ise yolcuya, “Konya üç kilometre geride kaldı demiş.” Kişi ne aradığını bilse bile, aradığına nasıl ulaşacağını, hangi metotları kullanacağını ve bulunduğu yerin aradığına göre nerede olduğunu göremezse, bir ömür o aradığına ulaşamaz.

Aranılan gerçek mutluluk; içten, doğru, dürüst ve samimi yaşamakla elde edilecektir. Gerçek saygı kazanmak ise güven vermekle ve üzerine aldığı işi en güzel şekilde sonuçlandırmakla gerçekleşir. Bu değerler olmadan kişi mutluyum, huzurluyum diye ancak kendini kandırır. Onun için başka yolda huzuru arayanlar yol almıştır, hatta epey de ilerlemiştir ama aradığı mutluluğu bulamamıştır. İnsan ancak iç dünyasına yönelir ve kişilik değerlerini tanıyıp, yaşama derdine düşerse gerçek huzuru bulur.