“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

SEVDAKÂR KÜMESİNİN HAFTALIK AİLE TOPLANTI RAPORU

 

 

                                                                                   19-25 ARALIK 2016 ( 3. HAFTA)

 

KONUMUZ: “Ayıp dediğimizi kendimizde düzeltelim.” Aylık eğitim planımızın üçüncü haftasını okuyarak sohbetimize başladık.

 

AYBÜKE: Kâinat kişinin aynası. İnsanların sevdiği ve sevmediği şeyler herkeste ortak. İnsan neyin güzel, neyin kötü olduğunu hoşuna giden veya gitmeyen davranışlarından anlayabiliyor. Karşımdaki insanda hoşuma gitmeyen bir şey gördüğüm zaman hemen o hareketten kendime bir ders çıkarıyorum. Demek ki böyle yapmamam lazım diyorum. Beğenmediğim şeyleri kendim yapmamaya çalışıyorum. Bazen de gördüğüm hatalı davranışları kınadığımı fark ediyorum. O zaman hemen kendime dönüp diyorum ki “Aybüke bu hareketlerden etkilendiğine göre bu haller sende de var.” Hemen bu halimi düzeltmeye çalışıyorum. İnsan kendinde durursa zaten herkesten bir şeyler alıyor.

 

HANDAN: Beğenilmeyecek hareketleri karşımda gördüğüm zaman onun ne kadar kötü bir davranış olduğunu daha iyi algılayabiliyorum. Aynı hatayı daha önce yaptığım halde başkasında görmeden onun ne kadar kötü bir davranış olduğunu anlayamıyorum. Bende bu durumdan faydalanıp etrafımı iyi inceleyip gördüğüm eksiklikleri, yanlışlıkları kendim yapmamaya çalışıyorum. Kendi kendime diyorum ki “Bak Handan şu şu davranış bir genç kıza hiç yakışmıyor, sen bir genç kız olarak karşıdan gördüğün bu hatayı sen yapma” diyorum ve böylelikle de yanlış görmeleri kendimde artıya çeviriyorum. Böyle yapa yapa da her geçen gün daha da güzelleşiyorum.

 

BABAMIZ: Bazen birinin elbisesinde bir leke gördüğüm zaman hemen kendi üstüme bakıyorum. Acaba bende bir leke var mı diye. Çoğu zamanda olduğunu görüyorum. Sonra diyorum ki, demek ki Allah karşımdakinden bana bir şeyler anlatıyor. İnsana zahiren eksikliğini duyuran Allah, manen duyurmaz mı? Yeter ki dikkatli ve kendimizde olalım. Olalım da karşıda gördüğümüz eksiklikler bende var mı diye kontrol edebilelim.

 

ANNEMİZ: Bu ilkeler, bu maddeler, bu eğitim başkası için verilmemiş. Bu ilkeler bizim uygulamamız için verilmiş. Herkes kendi ülkesinin padişahı. Her padişahın da sözü kendi ülkesinde geçiyor. Tahtımızı bırakıp da sözümüzün geçmeyeceği ülkelere gidip boşa kürek çekmenin ne anlamı var? Gücümüz sadece kendimize yeter. Karşımızdakine faydalı olmak istiyorsak, yaşayalım ve yaşantımızla örnek olalım. Tek yapacağımız yaşantımızla hayatımıza özendirmek. Bu yüzden insanlar için dinlemeyi, öğrenmeyi bir kenara bırakıp eğitimin yaşayıcısı olmalıyız. Onun içinde neyi beğenmiyorsak onları biz yapmamaya çalışacağız. Böylelikle daha mantıklı başarılar elde etmiş oluruz. Güzel kızlarım bu haftaki tespitlerinizden de anlaşılacağı gibi eğitimi kendi için öğrenen insanlar olma yolundasınız. Gönülden tebrik ederim. Rabbim her geçen gün kendine daha çok dönen, kendi insanlığıyla daha çok ilgilenen kullarından eylesin. Âmin.

 

İlmihal işlendi. Kuran okundu.

 

 

 

SEVDAKÂR KÜMESİNİN HAFTALIK AİLE RAPORU

26-31 ARALIK 2016 ( 4. HAFTA)

 

 

KONUMUZ: “ Kusur ve merhamet”. Aylık eğitim planımızın dördüncü haftasını okuyarak sohbetimize başladık.

 

AYBÜKE: Birinde bir kusur görünce “bilmiyor ki ne yapsın” diyorum. İnsanları sevdikçe kusur görmüyor, içimde merhamet duygusunun yeşermesine sebep oluyorum. Öncelikle insanları seveceksin. Kusur görmeyip merhametli bir kalple yaşamanın yolu, insanları sevmektir.

 

HANDAN: Bir anne ne kadar kusurlu da olsa yavrusunu sokağa atmıyor. Onun yanlışlarını, hatalarını sabırla merhametle anlatıp onu iyi güzel insan yapmaya çalışıyor. Çocuğunu kınayıp içten ona kızmıyor. Bu örnekten de anlayacağımız gibi insan kusurlar karşısında kalbini merhametten ayırmazsa hem karşısına faydalı oluyor hem de kendinin merhamet gibi bir duyguyla yaşamasını sağlıyor. Bizim içimizde çok büyük güçlerimiz var. Mesela sevgi, mesela merhamet, mesela güven... Bu güçlerimizin farkına varır, bu güçlerimizi kullanırsak kendimizle daha barışık yaşarız. Seven biri enerjik oluyor her engeli aşıyor, başarıyor. İnanılmaz bir insan oluyor, bu sevginin gücü… Merhamet de öyle, merhametli insan kusur görmüyor, insanları seviyor, anlayışlı olabiliyor. Demek ki uyanık olup dikkatli yaşamalıyız ki güçlerimizi kullanabilelim.

 

BABAMIZ: Büyük insanlar ne güzel söylemiş “Yaratılanı sev, yaratandan ötürü”. Yaratanı hiç unutmazsak, her şeyin ondan olduğunu bilirsek, illa ki insanlara karşı yüreğimiz merhametle dolacaktır.

 

ANNEMİZ: Merhamet mü’minlikte en önemi ölçülerimizden biridir. Etrafımızdaki insanlarla ilişkilerimiz değişik şekillerde olabilir. Bazen güleriz, bazen kızarız, bazen de onlara bir şeyler anlatmak isteyebiliriz. İnsan şöyle düşünmeli, ben bunları yaparken benim yüreğimde merhamet var mı? Eğer yüreğimde merhamet yoksa ben istediğim kadar deyim ki onun iyiliği için kızdım, onun iyiliği için söyledim. Bunların hepsi boşta kalır. Yüreğimdeki merhamet benim mü’minlikteki ölçüm. Bu ölçüyü yüreği merhametle dolu Eğitimcimizden aldık. Eğitimcimiz ister kızsın, ister sevsin, onun yüreğindeki merhameti hep hissettik. İnsan sevdiğine ve örneğine benzeyecekse o zaman bizlerde onun gibi yüreğimizden merhameti hiç eksik etmeyeceğiz. Merhamet, kusur gören bir kalpte asla olamaz. Bu yüzden gerçek mü’min olarak kusuru değil, merhameti seçip kalbimizi saadetle doldurmalıyız.

 

Kuran okundu. İlmihal işlendi.

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D