“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

CİHAT ve TEŞKİLAT

 

      

İnsanlık değerlerinin yaşanması, yaşatılması ve diğer insanlara sunulması için güçlü, kişilikli fertlerin ve ailelerin yanı sıra bir teşkilata da ihtiyaç vardır.  Kendi başına ve yalnız cihat yapılmaz. Sadece bir aile bile, her üyesi ile cihat yapsa yine de istenilen sonuçlara ulaşılması neredeyse imkânsızdır. Bu sebepledir ki bizler bir teşkilatın parçasıyız ve bir teşkilat dâhilinde eğitim çalışmalarını yürütüyoruz.

      

Abdulkadir Duru hazretlerine göre yapıcı tarafı yükseltmek ve yıkıcı tarafın egemenliğine son vermek üzere dava adamının etrafında bir araya gelmeye cihat denir. Burada bütün mesele dava adamının yanında saf tutmaktır. Dava adamının yanında yer almak demek, zahiren ondan ayrılmamak veya hep onun yanında olmak demek değildir. Elimizdeki maddi ve manevi bütün imkânları, insanları insanlık şerefine çağırmak üzere kullanmak, teşkilatımızın emrine sunmak demektir.

 

Hal böyle olmazsa, dava adamının yanına gelip gitmek de bir işe yaramaz. Cihat yapıyor gibi görünmek başka, cihat yapmak ise başkadır. Kişinin kendini ilk olarak buradan hesaba çekmesi, gerçek anlamda dava adamı olabilmesi veya dava adamının yanında yer alması ve cihat yapabilmesi için temel ölçüttür. Onun için, dava adamının yanında yer alan her kişi öncelikle iyi ve güzel dediği değerleri kendisi yaşamalı, bununla beraber çevresine de bu değerleri aşılamalı, bunu da bir teşkilat bünyesinde yapmalıdır.

 

Teşkilat lazımdır çünkü insanlık değerleri kendi başına yaşanmaz. Aynı değerlere değer veren insanların bir araya gelmesi, değerlerin yaşanması ve yeni kuşakların da bunları yaşayarak görmesi temeldir. Güçlü bir teşkilatın belirtileri; kişiliği sağlam bireylerin bir araya gelmesi, güçlü bir maliye ve üyelerin sadakat ile can kardeşliği oluşturmasıdır. Kendisi davasında yok olmuş ve teşkilatın sağlam parçası olmuş kişiler ile cihat güçlenir. Bunun yanında davadaşlar arası muhabbetin, sevgi ve saygı bağının oluşturulması da önemlidir.

 

Bireysel olarak çok büyük yeteneklerimiz ve imkânlarımız olabilir. Ama gerçekçi gözler ile bakarsak yine de cihat kısmında cephede kendimizi yalnız hissederiz. Ashap Efendilerimiz de Efendimiz’in (sav) sancağı altında bir araya gelince bir güç ifade etmişler. Çünkü unutulmamalıdır ki, birlikten kuvvet doğar.

        

Yoksa insanlık değerlerini toplumda yaşamak ve yaşatmak için amaçlanamayan kişiler bir süre sonra pasifleşir ve sadece kendilerini, kendi ailelerini, kendi yavrularını düşünürler. Bunlar, çevresini gerçekle dolduramıyor, çevrelerini de insanlık şerefine davet etmiyorlarsa, kendileri nereye yükselirlerse yükselsinler, o yükseliş kendileri için bir alçaklıktır.

        

Alçaklığı gösteren birinci belirti: Kişinin kendini davasından, cemiyetinden ayrı görüşüdür. Her işini onların arasında yapacakken, başka arkadaş veya akraba gruplarını tercih eder. Can kardeşlerini tenkit etmekten çekinmezler.

 

İkincisi: İnsanlık şerefinin örnekliğini tam olarak gösteremeyişidir. Sadece insanca yaşamak yetmez. İnsanca yaşama hedefi, gücümüz nispetinde çevremize de sunulmalıdır.

 

Üçüncüsü: Davası hakkında yeterince bilgisinin ve fikrinin olmayışıdır. Nereye gittiğinden, varacağı insanlık şerefi hedefinin öneminden haberdar değildir.

 

Dördüncüsü: En önemli olanı da amacını kendisi için dahi bilemeyişidir. Kendisi insanlık şerefine amaçlanamadığı için, çevresini de amaçlandıramaz.

 

Bu alçaklık ise, “nemelazım” düşüncesinden gelmiştir. İnsanlık şerefinin yaşatılmak istendiği dava için elindeki imkânları sunmayan ve “banane” diyenler veya davanın önemini bilmeyenler nemelazıcımcılardır. Bu hata öyle büyük bir hatadır ki, dünyadaki insanların hepsi akla gelmeyecek kötülükler yapsa, kabahatleri boyunlarını kat kat aşsa, bu kadar günahların hepsinden nemelazımcıların günahı ve kusuru daha çoktur.

 

Cihat yapmanın ilk ve en önemli belirtisi, kendini teşkilatının, davanın bir parçası olarak görmek ve diğer kardeşlerini de bu açıdan takdir etmek, desteklemek, nemelazımcılık zihniyetinden kurtulmaktır. Bulunduğu yolda aynı davayı tutmuş kardeşlerini beğenmeyen, onlar ile yeterince tanışmayan kişinin görünüşü ne olursa olsun o kişi uyuyor, cihat etmiyor demektir. En büyük zarar da böylesi kişilerden gelir. Onun için, bu kişileri uyandırmak ve onları da davanın bir parçası haline getirmek bizler için birer sorumluluktur, cihattır.

 

Ne mutlu insanlık şerefini dava olarak tutmuş can adamlarına…

 

Ne mutlu kendini davanın birliğinden ayrı görmeyenlere…

 

 

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D