- Geçen konuşmamızda Türk milletinin vasıflarından konuşuyorduk, bu konuya devam edelim. Bu sayıda da sosyal yaşayışta dikkat ettikleri hususlar nelerdi, bunlara bir bakalım mı?
“Matematik işlemlerin bu zorluğunu Müslüman Türkler de yaşamıyorlar mıydı?” diye sorumu tekrarlayım.
Bu zorluğu yaşayıp yaşamadıklarına bakalım. Devam ediyorum. Anlatılan dönemden tam 500 yıl önce yani 1000’li yıllarda Müslümanlar yeni geliştirdikleri bu yeni hesaplama metoduyla çok kısa sürede tüm işlemleri yapabiliyorlardı. Bugünkü anlamda bir tabletin tahtanın üstüne kum seriliyor ve hesaplama bunun üzerinde çok kısa sürede yapılıyordu. Özellikle ticaretle uğraşanlar dışarıda alış veriş yaparken bu metodu kullanarak hesaplamayı hızlı ve doğru yapıyorlardı, kısaca bugünün hesap makinesinin yerini tutan bir sistemdi.
Geçen hafta bilimin antik Yunan kaynaklı olmadığıyla ilgili olarak, bu konuda uzman görüşlerini dile getirmiş ve bilimin kaynağı neresi sorusuna cevap arayacağımızı belirtmiştik.
Merakla bekliyorum, muhtemelen biziz diyeceksin ben de sana kaynaklarını soracağım.
Bilimin Antik Yunan kaynaklı olmadığı iddiasının dayanağını sormuştum, cevabını bekliyorum.
Sorunun cevabı için kaynaklara bakarsak, konuyla ilgili net bir fikir ortaya çıkacaktır. İşte çok az bir kısmını buraya alabildiklerim.
Geçen hafta Yunanlıların felsefeye bile katkılarının bulunmadığı Platon’un (Eflatun) ortaya koyduğu fikirlerin tamamına yakınının kendisine ait olmadığı ve yazdığı söylenen eserlerinin de gerçekte bulunmadığı konusuna açıklık getirilmesini istemiştin.
- Geçen hafta “Antik Yunanın değil bilime, felsefeye bile katkısı olmamıştır, Yunanlar sadece felsefe yapmışlardır.” İddiasıyla ilgili kaynak istemiştin.İşte konuyla ilgili dünyada oldukça ses getiren Martin Bernal’ın “Kara Atena” Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi (1785-1985) kitabından görüşler;