Ahbap tuttuğumuz insanın her yaptığı, her tavsiyesi, her sözü, her sohbeti bizim insanlık yolunda ilerleyebilmemiz, kişiliğimizi şahsiyetlendirmemiz içindir.
Biz her türlü eğitimi usta tuttuğumuz insan ile yapacağız. O insanın tek bir amacı var oda bizi insanlık şerefimize ulaştırmaktır.
İki Cihan Serveri Peygamber efendimizin günlük yaşantısını her yönü ile tanıyıp bileceğiz. Peygamber efendimizin bize tavsiyesi mucizeleri değil, hayatı içersindeki ahlakı, aile ilişkileri, günlük hayatımız içersindeki dikkat etmemiz gereken hususlardır.
Her derdimize derman olacak bir ahbap sahibi olmuşuz. Biz bu insanın kıymetini bilelim dedik. Onun kıymetini bilebilmek için de insanlık şerefini, haysiyetimizi çok ciddiye almak zorundayız. Biz hayatımızda bu değeri en ön plana aldığımızda Eğitimcimizin değerini daha çok bileceğiz. İşte bizi insanlaşmaya götüren formül budur. Bizzat yaşayarak görebiliyoruz.
Kişinin yetişip geliştiğinin en önemli belirtilerinden birisi de teşkilat çalışmalarını kendi işlerinden, kendi çıkar ve menfaatlerinden önde görmesidir. Bir yolun ve bir davanın insanı olduğunu iddia eden kişi kendi şahsi görüş ve düşüncesini bir kenara bırakarak kendini bir teşkilatın parçası olarak görür.
Sürekli çevresinden ve kendisinden şikâyet eden insan makbul insan değildir. Şükürlü yaşamak insanın zekâsının hassaslaşmasını sağlar. Zekâsı hassaslaşan insan da, vicdanının gereklerini daha iyi takdir eder.
Ve her birimiz, her hafta “Nasıl Şahsiyetli İnsan Oluruz?” sorusuna karşılık günlük yaşamımızdaki tecrübelerimizi, fark ettiklerimizi, tespitlerimizi ve ölçünün ne olması gerektiğini konuşuyoruz.
Kazandıklarımız helal olabilir. Ama nereye harcadıklarımız çok daha önemli. O açıdan insanlık yolunda bu tür ölçüleri de görmemiz gerekir. Esas ihtiyaçlarımız neler? Makam, mal, şöhret vs. insan ihtiyacının peşinde koşar. Her zaman ihtiyaçlarımızı karşılamak için çabalarız.
Şerefin değerini duyduysak bunun gereğini yerine getirmemiz daha kolay olur. Bunun içinde yapacaklarımızın sonunda neler kazanacağız bunları iyi tespit etmemiz gerekiyor.
Eğitimcimizin söylediği gibi bir sözün değeri ancak yaşayarak anlaşılır.
O yüzden bilmekten çok yaşamaya yönelmeliyiz ki bizim için gerçek değerlerin, değeri olsun…
Hayatta bizim için en değerli mesele, insanın insanlık gereği adına yaşaması olacak. Yaşantımızın tamamını şeref ve onun gerekleri doğrultusunda planlayıp organize edeceğiz.
İnsan kendi yapısını bilmeden kendi vasıflarını tanımadan neyin sahibi olursa olsun kullanılan pozisyondadır.
Ocak ayı 2010. Mevsim kış. Kış dediysem de siz şekle bakmayın. Ağustos ayının sıcaklığı bile, bizim beraberken hissettiğimiz ve yaşadığımız anın yanında soğuk kalırdı.
Arkadaşlarımızın gözlerinden çıkan kıvılcımlar çakmak çakmak etrafı aydınlatırken, içimizi ısıtırken kucaklaşmalarda cabası. Her buluşmamız sanki bir bayram havası.
Başkanımızın besmelesiyle şöyle bir toparlanarak, sohbet moduna girdik. Hepimiz kendimize zihinlerimize çeki düzen verip, gözlerimizi bir noktaya diktik.
“Elbette bir insan olarak bilmeliyiz ki, öz meşru aile durumundan başka, dişiler için erkeklerin, erkekler için de dişilerin, namusları olan; haysiyeti, iffeti, izzeti nefsi ve şerefi ile oynayan namuslu olamaz.
Ancak kendi eşlerinden başkasını öz kardeşi ve evladı gibi kabul etmek, aynı zamanda namus bütünlüğü icaplarını, azami derecede ciddiyet ve titizlikle itina ve muhafaza etmekle namus bütünlüğünde birleşilir, güvenirlikle kalplerde sevgi, huzur ve rahatlık bulunur.”
Kümemiz’ in bu haftaki konusu fedakârlık üzerine idi.
Fedakârlık deyince de aklımıza ilk önce ustamız geliyor, biz de bu hafta ustamızı meşk edelim istedik.
Yaklaşık 15 yıllık eğitim sürecinde eğitimcimin kendisi için bir şey istediğine şahit olmadım.
Peygamber efendimizde daha Peygamberlik görevi kendisine verilmeden önce “El-emin” yani güvenilir insandı. İlk önce güveni gerçekleştiren bir yaşayışa sahipti.
Kendimize saygımızın ve güvenimizin artmasını istiyorsak, kafamızda daha önceden ufak basit gibi gözüken konulara değer vereceğiz.
Kuru bilgi insana hiçbir şey kazandırmaz. Gerçek bilgi hayata geçirilendir. Uygulamalardır.
Bilinçlenmek, bildiklerimizi hayatımızda uygulamakla mümkündür.