“Türk'ün vazifesi, dünyada öncü ve örnekliktir.. ”
Duyurular

Mutlu Yaşama Sanatı

 

Elhamdülillah mutluyum. Bir seher vakti aldım elime kalemi-kâğıdı, bu sanatı benim başarılarımla gurur duyacağından emin olduğum dedemi mutlu etmek için anlatayım dedim.

 

HOŞGÖRÜ

 

Öncelikle hoşgörüyle başlamak istiyorum anlatmaya… Hoşgörü biz insanların vazgeçilmezi olmalıdır. Çünkü insan başkalarını hoş göremez, kimden olduğunu bilmezse karşıyı suçlar ve kendi zihni, kalbi huzurunu bozar. Ne demiş Mevlana “Hoşgörüde toprak gibi ol!” ben de Mevlanalar yetiştirecek bu eğitimdeyim ve diyorum ki: “Hoşgörü dayanaksız olmaz” kendi yaşantımdan anlatayım birazda…

 

Örneğin kardeşime birşeyi yapmamasını söyledim. İlk söylediğimde aldırmadı, ikincisindede yapmadı. Niye kendimi bozayım ki. “Sen bilirsin” diyor geçiyorum. Sizin de dediğiniz gibi ben ben diye diretip de Firavunluk mu yapayım? Okulda eskiden biri bana bir şey yapsa (örneğin sırama ayağıyla bastı) ne yapıyorsun sen!” diyerek onu azarlardım, eğer bir şey söylemesem de içten içe kızardım. Peki ya şimdi ne yapıyorum? Şimdi yaptığım şey ise, gidip sıramı silmek oluyor. Çözüm üretip anlayışımı geliştiriyorum. Yaptıysa yaptı, ben niye gidip kızıp durayımki?

 

Önceden sokakta bu niye böyle, bu diye diyerek yürürken, şimdi kulaklığımı takıp düşünmem gereken ustamı düşünüyorum. Özellikle de “yazamaz kalemler sultanım seni” şarkısını seviyor, onu dinleyerek gidiyorum çoğu zaman okuluma. Eee, ne yapayım mutlu oluyorum hal böyle olunca. Peki, başka neler var mutlu yaşama sanatında?

 

BAŞARI

 

Evet, insan olarak elime ne alırsam başarmalıyım anlayışını kendime dokumaya çalışıyor, bu çalışmamıda boş durarak değil, icraat yaparak gerçekleştiriyorum. Örneğin ilk dönem çok kötü olan geometri dersimi başarabilme yolunda çalışıyorum. Artık öyle bir hale geldi ki; şahsiyetimi kendime ispatlayacağım bir alan oldu. Ben insansam, Allah’ın izniyle başaracağım diyorum.

 

HER İŞE BİSMİLLAH İLE BAŞLAMAK

 

Güzel dinimde çokça geçiyor bu öğüt, peki bu işin aslı ne? Aslında Bismillah diyerek Rabbimi kendime hatırlatıyorum. Ve onu arkama dayanak olarak alıyorum. İşte ben şu an bu işi yapamasam bile ya birinden yaptırır Rabbim diyorum. Ya da kafamı açar yine bana yaptırır. Yaşantımdan örnek vereyim. Mutfakta 5 lt’lik suyu elime aldım açacaktım. Bismillah ile başladım fakat olmadı. O sırada mutfakta benimle beraber bulunan bir kişi daha vardı. Her halde o yapacak diye düşündüm. Fakat oda mutfaktan çıktı. O esnada kafamı kaldırmamla oradaki havluyu gördüm ve elime alıp tekrar kapağı çevirdim ve bu kez başarmıştım! Aynı şekilde ayakkabılarımı giyerkende Bismillah ile çıkmaya gayret eder ve evden çıkışımda Rabbimi hatırlatırım kendime. Çünkü o Rab yalnızca zor zamanlarda hatırlanacak bir Rab değildir. Nitekim mutluluk sanatındada Bismillah’ın bile yeri var. Benim o çok duyup da uygulamada pek yer vermediğim Bismillah’ın önemini şimdi şimdi anlıyorum.

 

KARARLAR VE KARAR CİDDİYETİ

 

Kararlar şahsen benim için genellikle hep gerekli olduğunu bilip de yapamadığım şeylerdir. Ve karar alıp ciddiyetle uyguladığımda “Ne kadar yerinde bir karar almışım” diyerek kendimle gurur duyuyor ve kararımı uygulamış olmanın verdiği o müthiş güveni hissediyorum. Ve aynı şekilde yapamadığımda da o manevi çöküntüyü duyuyorum içimde. Bu konuya ilişkin yaşadıklarımdan bahsedeyim. Örneğin ben okula neredeyse her gün geç kalıyor ve bunun verdiği o küçümseyici bakışlara, hareketlere boyun eğmek zorunda kalıyordum. Bir haftalık bir karar aldım. Ve geç kalmadan gittim okuluma.

Sonuç: Kendime duyduğum güven arttı. İnsanların beni küçümseyici bakışlarından kurtuldum. Ve en önemlisi de bu hafta karara lüzum olmadan geç kalmamalıyım anlayışıyla okula gittim. Ve güzeli görüp, tekrar kötüye dönmemiş oldum Elhamdülillah.

 

DÜZEN İNTİZAM

 

Önceden ders çalışırken, bazen derse odaklanamaz ve neden odaklanamadığımı düşünürdüm. Tabi arkama dönüp yatağımın toplu olmadığını fark edene kadar… Yine aynı şekilde huzursuz olduğumda, mutfaktaki bulaşık gelirdi aklıma ya da yetiştirilmemiş bir ödev. Peki şimdi ne durumdayım? Elhamdülillah önce yatağımı, masamı toplayıp başlamaya çalışıyorum dersime. İnsan bulanık zihinle önüne çıkan fırsatları da kaçırıyor. İşte bu da insanı mutsuz ediyor. Yani çok elzem gibi durmayan (en azından eskiden benim için öyleydi) bu ihtiyaçta aslında çok önemli. Zihni duruluk kadar önemli ve mutluluk verici kaç şey sayılabilir ki?

 

MALAYANİ

 

O kullar (Şerefli kullar) boş söz ve işe rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler.  “Furkan suresi 25/72”

Bu ayeti çok seviyorum, hatta dolabıma da astım. Gerçekten de çok hoş ve insanı kendine döndürecek tarzda. Malayaniyi yaşantımda inceleme alanına aldım ve şunu fark ettim ki “Hedefsiz insan malayaniden kurtulamaz” yine kendi yaşamımdan örnek vereyim. Okulda arkadaşlarımla derslerimde çok iyi olmak gibi bir gaye edinmediğim zamanlar çok konuşurdum. Çok konuşunca da iş illaki malayaniye gidiyordu. Ben bu durumdan rahatsızdım fakat kurtulamıyordum. 2.dönem yani şimdi hedeflenmiş olduğum geometri için arkadaşlarımla o kadar çok konuşmuyor ve malayaniden uzak kalmış oluyorum. Ve diyorum ki ben demek ki eğitimimde bu kadar hedefli olsam, ne malayani kalır hayatımda nede başka istemediğim huylar…

 

*****    Uygulama sahalarım bunlar, hayatta mutluyum Elhamdülillah.

                                                                  

 

AYBÜKE GÜNANA

ORTAK EĞİTİM PLANI

GÜVENİLİR ÇOCUK

KÜTÜPHANE

  • Tanıdığım Yönleriyle A.K.D
    Tanıdığım Yönleriyle A.K.D